Documente Academic
Documente Profesional
Documente Cultură
Özet
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e önemli bir kent olan Diyarbakır özellikle siyasal ve çatışmanın
yoğun olarak yaşandığı bir kent konumundaydı. Şeyh Said Ayaklanması sonrası kentte kolluk
kuvvetlerinin yoğunlaştığı yapıdaki Diyarbakır’ın ekonomik manada gelişmesi adına devlet
tarafından bir takım yatırımların yapılması gerekti.
Abstract
After winning the national struggle had come to Turkey as well as economic development. In
fact, there was a serious damage on the basis of the economic structure inherited from the
Empire. Especially the dynamic power of the economy has somehow left the country. The
main element remained. For a society that had just disappeared from the war, it was
understood that commitment to the state would be felt in a significant way.
Doç. Dr. Ahmet İLYAS, Batman Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Siyasi Tarih ABD,
ahmetilyas@hotmail.com, 0532446191-Dr. Öğr. Üyesi Ebru ÇOBAN, Bingöl Üniversitesi, FEF Tarih Bölümü,
ebrugull_34@hotmail.com
In 1923, the founders of the newly founded Republic of Turkey İzmir Economy Congress in
the economic sense, ruined, run-down, and they realize that they inherited an economic
structure dependent on the state. For this reason, it was decided to give importance to statism,
which would be the name of the system in which the Kemalist economy would be managed
by the state. Diyarbakır, an important city from the Ottoman Empire to the Republic, was a
city where political and conflict was intense. After the Sheikh Said Uprising, a number of
investments had to be made by the state in the economic development of Diyarbakir in the
city where the law enforcement officers intensified.
The aim of this study is to determine the number of employees working in industrial
establishments and organizations in Diyarbakır and the distribution of those who are in
agriculture and livestock sector. The main source of the study was the fascicles prepared by
the Prime Ministry State Institute of Statistics. The enterprises opened by taking into
consideration the documents in the Republican Archives of the Prime Ministry will also be
included in this study.
Giriş
2
Serdar Şahinkaya, Gazi Mustafa Kemal ve Cumhuriyet Ekonomisinin İnşası, ODTÜ Geliştirme Vakfı, Ankara,
2009, s. 48.
Savaş koşulları içerisinde homojen toplum oluşturma kaygısı ekonomide ciddi bir
göçün oluşmasına zemin hazırlamıştı. Geriye kalan yerli ekonomi temsilcilerinin ekonomik
anlamında üstlenebileceği bir alan hâkimiyeti de yoktu.3 Bu nedenle İzmir İktisat Kongresi
esasında Türkiye’de devletçilik ekonomisi adı verilen, özel teşebbüsün yapamayacağı
yatırımların devlet eliyle yapılacağı bir süreç halini aldı. Öyle ki Osmanlı’dan miras alınan
Frederich List’in milli ekonomi ve devletçilik politikası kısaca Türkiye’nin yeni yol haritası
oldu.4
3
Korkut Boratav, Türkiye İktisat Tarihi 1908-2002, İmge Kitapevi, Ankara, 2003, s. 46.
4
Fikret Yücel, Cumhuriyet Türkiye'sinin Sanayileşme Öyküsü, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yayınları,
Ankara, 2015, s. 26.
5
İbrahim Yılmazçelik, “XVIII. Yüzyıl ile XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Diyarbakır Eyaletinin İdari Yapısı ve
İdari Teşkilatlanması”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları
Dergisi, 2016, s. 217.
6
Cemal Bardakçı, Devşirmeler’le Sığıntılar’dan ve Mütegallibe’den Neler Çektik, Bolu Vilâyet Matbaası, Bolu,
1942.
7
Asım Kaçmaz, “Cumhuriyet Dönemi’nde Diyarbakır’da Sosyo-Ekonomik Yapı (1927-1990)”, Türk & İslam
Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2015, s. 134.
8
28 Teşrinievvel 1927 Umumî Nüfus Tahriri, Başvekalet Müdevvenat Matbaası, Ankara, 1929, s. 13.
seviyesi de kötü durumdadır. Bu durum hem bölgesel hem de ülkenin genel durumu dikkate
alındığında benzer sonuçların ortaya çıktığı görülebilir. 1927 yılında yapılan nüfus sayımında
Diyarbakır’da halkın ekonomik çeşitliliği göz önüne alındığında önemli ayrıntıların ortaya
çıktığı anlaşılmaktadır.
Savaştan çıkmış bir ülke olarak Türkiye’nin ekonomik yapısının temeli yukarıda da
belirtildiği gibi İzmir İktisat Kongresi’nde atılmıştı. Daha sonra imzalanan Lozan Barış
Antlaşması’yla yabancılara sağlanan olanaklar kısıtlanmış Milli Ekonomi amacına doğru yola
giden bir Türkiye hedeflenmiştir. Osmanlı’dan devralınan ekonomik ayakların verimli
kullanılması önemliydi. Özellikle tarıma dayalı bir ekonomide ülke ekilebilir alanların sadece
yüzde 4’ünün kullanılabilmesi ve kırsal nüfusun da ülke nüfusunun çoğunluğunu oluşturması
sorgulanmalıydı.9 Sanayi açısından bakıldığında ülkede toplam 65 bin işletme varken, bu
işletmelerde ortalama çalışan kişi sayısı 2,5 olarak belirtilmiş özetle ilkel bir sanayiye sahip
olduğu belirtilmektedir.10
1927 yılında yapılan nüfus sayımında ilk defa vatandaşlara yönelik evlilik, eğitim,
cinsiyet, iş, dil, din gibi sorular sorulmuş, devlet vatandaşı tanımak için sorular sormuştur.
9
İlhan Tekeli-Selim Tekeli, 1929 Dünya Buhranında Türkiye'nin İktisadi Politika Arayışları, Orta Doğu Teknik
Üniversitesi İdari İlimler Fakültesi Yayınları, Ankara, 1983, s. 36.
10
Tekeli-Tekeli, 1929 Dünya Buhranında Türkiye'nin İktisadi Politika Arayışları, s. 40.
11
Şevket Pamuk, Osmanlı'dan Cumhuriyet’e Küreselleşme, İktisat Politikaları ve Büyüme, Türkiye İş Bankası
Kültür Yayınları, İstanbul, 2012, s. 298.
12
28 Teşrinievvel 1927 Umumî Nüfus Tahriri, s. 13.
Diyarbakır’daki nüfus sayımına göre halkın yüzde 44.28’i evlidir.13 Halkın yüzde 4.6’sı
okuma yazma bilmektedir.14 Ayrıca toplam nüfusun yüzde 2.7’si maluldür.15 Şehrin yüzde
68’i Kürtçe, yüzde 29’u ise Türkçe bilmekte, ayrıca halkın 96’sı Müslüman ahalidir.16
Ekonomik olarak bakıldığında ise halkın yüzde 20.77’si tarımla, 1.24’ü sanayi ile 1.27’si
ticaret ile 4.45’si memur, 70.71’i herhangi bir mesleği olan, 29.29’u ise mesleksiz olarak
kendisini belirtmiştir.17
Diğer taraftan alınan ürünlere göre ele geçen nakdi para da şöyle belirtilmiştir. Buna
göre tahıllardan elde edilen 22 bin ton tahıla göre 1500 milyon tl, 5 bin ton baklagillerden 39
bin lira Diyarbakır ekonomisine kazandırılmıştır.22 Ayrıca tarımda kullanılmak üzere
kullanılan tarım makinalarının sayısı ise 430 olarak belirtilmiş, ekili araziye göre kullanımı ise
yüzde 1.2’dir. 1927 yılındaki tarım verileri ışında Diyarbakır nüfusu olan 198 bin kişinin 94
bini çitçi olmakta, 18.671 aile de çiftçi ailesi olarak kendisini tanıtmıştır.23
13
28 Teşrinievvel 1927 Umumî Nüfus Tahriri, s. 21.
14
28 Teşrinievvel 1927 Umumî Nüfus Tahriri, s. 21-23.
15
28 Teşrinievvel 1927 Umumî Nüfus Tahriri, s. 56.
16
28 Teşrinievvel 1927 Umumî Nüfus Tahriri, s. 61.
17
28 Teşrinievvel 1927 Umumî Nüfus Tahriri, s. 50.
18
1927 Tarım Sayımı, s. 11.
19
1927 Tarım Sayımı, s. 2.
20
1927 yılında kullanılan ağırlık birimi kentaldir. 1 ton 10 kental olarak hesaplanmıştır.
21
1927 Tarım Sayımı, s. 8.
22
1927 Tarım Sayımı, s. 20.
23
1927 Tarım Sayımı, s. 19.
Diyarbakır’daki hayvancılık faaliyetine bakıldığında ise ülke ekonomisine paralel bir
sonucun ortaya çıktığı görülecektir. Buna göre Diyarbakır’da ağır yük taşıyan hayvanların
sayısı 43.294, fiyat olarak karşılığı 2.6 milyon TL’dir. Yük hayvanı dışındaki hayvanların
sayısına bakıldığında ise 387.515 iken fiyat olarak ise 5.5 milyon bir değere sahiptir.24
Diyarbakır toplam tarım ve hayvancılıkla ilgili hususlar yukarıda değerlendirilmeye
çalışılmıştır. Diğer doğu ve güneydoğu illeri dikkate alındığında Diyarbakır’daki tarım ve
hayvancılığın daha ileride olduğu gözlenmiştir. Diyarbakır’daki tarım ve hayvancılıkla ilgili
sayısal değerlere yönelik ilçelerdeki durumda şöyle belirtilmiştir. Buna göre aşağıda yer alan
tabloya göre:
Tablo 1
(Ergani)
Tablo 1’den anlaşılacağı üzere Ergani ve Silban ilçeleri ekilebilir alan ve alınan ürün
miktarı açısından diğer ilçelere göre daha avantajlıdır. Kulp ve Lice fiziki şartların uygun
olmaması dağlık bir yapıda olması nedeniyle üretime ciddi katkıda bulunamamışlardır.
Tablo’dan çıkarılabilecek önemli hususlardan biri çavdar ekiminin hiç olmaması yulaf
ekiminin ise nispeten az olduğu gerçeğidir.25 Buğday, arpa, çavdar ekiminin dışında diğer
ürünlerin üretimine bakıldığında daha farklı sonuçların görüleceği aşağıdaki tablo 2’den
gözükecektir.
24
1927 Tarım Sayımı, s. 14.
25
1927 Tarım Sayımı, s. 29.
Tablo:2
(Ergani)
Tablo 2’ye göre pirinç üretiminin en yoğun olduğu bölge Silvan ve Çermik olurken,
mısır üretimi ise Ergani ilçesinde yoğunlaşmıştır. Ayrıca kaplıca olarak da Çermik ön plana
çıkmaktadır. Özetle tablodan öne çıkan sonuç iklim koşullarına göre ürün çeşitliliği
oluşmuştur.26 Aşağıda verilecek tablo ise baklagiller tablosuyla ilgilidir. Nohut, fasulye,
bezelye, baklanın yer aldığı tablo Diyarbakır ilçelerindeki genel durumu göstermektedir.
Tablo 3
(Ergani)
Kulp 1 230
Lice 29 1840
26
1927 Tarım Sayımı, s. 40.
27
1927 Tarım Sayımı, s. 51.
Dört numaralı tablo ise börülce, mercimek burçak, fig üretimidir. Bu tabloya göre mercimek
ve burçağın üretim alanı genel olarak yaygın olduğu gözlenmiştir.
Tablo 4
(Ergani)
Aşağıdaki tablo 5 ise sanayi bitkileri olan pamuk, keten, susam, tütün ve afyon
kullanımıyla ilgilidir. Tabloya göre Çermik çevresinde Pamuk üretimi yaygınken, Silvan’da
ise tütün üretimi birinci sırada yer almaktadır. Diğer taraftan Ergani bölgesinde de pamuk
üretimi yaygın olarak üretildiği anlaşılmaktadır.28
Tablo 5
(Ergani)
Kulp 24 599
Lice 38 1477
28
1927 Tarım Sayımı, s. 81.
Diyarbakır ilçelerinde tarım ürünleriyle ilgili son tablo patates, safran, soğan,
sarımsağın kullanım alanıyla ilgilidir. Bu tabloya göre patates, soğan hemen tüm ilçelerde
pancar ve sarımsak ise sadece Silvan yöresinde yetiştirildiği anlaşılmaktadır.29
Tablo 6
(Ergani)
Lice 3 149
1927 Tarım istatistik bilgilerine göre halk sorulan sorulardan biri de sahip oldukları
ağır yük taşıyan hayvanların sayısı ve çeşitliliğidir. Diyarbakır’ın tümü dikkate alındığında
36966 öküz, 3185 manda, 958 at, 1644 kısrak, 541 katır hayvanına sahip olduğu
anlaşılmaktadır.30 Ayrıca 22159 eşek, 1439 deve, 139914 koyun, 150142 keçi hayvanı da
çiftçilerin elinde bulunan hayvanlardır. Sonuç olarak tarım ve hayvancılık verilerine göre
Diyarbakır ve ilçelerindeki genel duruma göre Silvan bölgesi tarım alanında ön plana
çıkarken dağlık bölge olan Lice, Kulp gibi yerler ise daha çok soğuk iklimi seven tarım
ürünlerinin yetiştirildiği görülmektedir.
b) Sanayinin Dağılımı
1927 sanayi sayımı, 2 Haziran 1926 tarih ve 893sayılı nüfus sayımı kanunu ve 2
Haziran 1927 tarih ve 1152 sayılı İstatistik Kanunu uyarınca Cumhuriyetin kuruluşundan
sonra bu konuda uygulanan ilk sayım olarak tarihteki yerini almıştır. Bu sayımla şehirlerde
bulunan sanayi kuruluşları hakkında genel bilgi verilmiştir. 1927 yılında Türkiye’de ortalama
65 bin sanayi kuruluşu yer almakta, bunun 556 maden, 28 bin tarım, 10 bin dokuma sanayi, 8
bin ağaç sanayi, 348 kâğıt sanayi, makine onarım 15 bin, inşaat 2800, kimya sanayi 697,
29
1927 Tarım Sayımı, s. 71.
30
1927 Tarım Sayımı, s. 88.
karma sanayi 16, elektrik sanayi 90 ve diğerleri yer almaktadır.31 Tüm sanayide çalışan sayısı
ise 256 bin olarak kayıt edilmiştir. Buna göre Çalışma Diyarbakır’daki sanayi kuruluş ve
dağılımları da dikkate alındığında ilginç sonuçların ortaya çıktığı görülmektedir. Aşağıda
oluşturulan iki tablo Diyarbakır’daki sanayide çalışanların iş kollarını göstermektedir. Tablo
iki parçaya ayrılmıştır.
Tablo: 1
Maden sanayi Tarım, evcil Dokuma sanayi Bitkisel madde, Bina, inşaat sanayi
hayvanlar, av ve ağaç mamulleri
balıkçılık sanayi sanayi
İşletme Çalışanlar İşletme Çalışanlar İşletme Çalışanlar İşletme Çalışanlar İşletme Çalışanlar
sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı
Merkez 283 1019 144 751 47 131 13 122
Çermik 15 62 51 195 1 3 8 445
Silvan 13 27 2 8 1 3
Ergani 1 1 15 18 2 3
Kulp 7 14 1 1
Lice 1 13 15 19 1 1
Toplam 2 14 348 1159 199 957 50 136 22 570
Maden işletmesi Kâğıt ve Karton Kimya sanayi Karma sanayi Çeşitli sanayi ve
sanayi ile makine sanayi bilinmeyen
imalatı sanayi
İşletme Çalışanlar İşletme Çalışanlar İşletme Çalışanlar İşletme Çalışanlar İşletme Çalışanlar
sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı sayısı
Merkez 113 332 2 12 10 31 2 11
Çermik 2 11 5 10
Silvan
Ergani 6 8
Kulp 6 10
Lice 6 15
Toplam 133 376 2 12 15 41 2 11
Yukarıdaki 1 numaralı tablo esasında Diyarbakır’ın fiziki şartlarına göre oluşmuş bir
sanayi haritası olarak değerlendirilebilir. Tarıma ve hayvancılığa dayalı bir ekonominin
ağırlıkta olduğu Diyarbakır’da, tarım ve hayvancılıkla ilgili toplam 348 işletme bulunurken bu
işletmelerde çalışanların sayısı 1159 kişidir. İlçeler bazındaki değerlendirmeye göre ise
Ergani, Lice gelmektedir. Bu tabloda öne çıkan önemli bilgilerden biri de madenciliğin yoğun
olarak yaşandığı Kulp, Silvan, Lice gibi yerlerde maden sanayinin gelişmiş olmasıdır. Ayrıca
31
Sanayi Sayımı 1927, Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, Ankara, 1969, s. 9.
tarıma bağlı olarak pamuk yetiştiriciliğinin yapıldığı Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde dokuma
sanayi, diğer illere nazaran önemli bir katkı sunmuştur. Ormanlık alanın az olması ağaç ve
kereste sanayinin az olmasını ortaya çıkarırken, kimya sanayi ise sadece Diyarbakır merkezi
ile Çermikte kurulmuştur. Yine inşaat sektörünün çok gerilerde olduğu bu tablodan
anlaşılmaktadır. Tüm sanayi kuruluşlarında çalışan kişi sayısı 3276 kişi olup, 772 tane küçük
ölçekli sanayi kuruluşu bulunmaktadır. Yani 198 bin nüfuslu Diyarbakır’da sanayide
çalışanların oranı yüzde 6-7 arasında değişmektedir. Bu oran diğer doğu illeriyle
karşılaştırıldığında önemli olduğu söylenebilir.
Sonuç
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş süreci siyasi, sosyal, ekonomik olarak ciddi bir
dönüşüm hikâyesinin yazılması kurucu kadro için olmazsa olmazlar arasında yer alıyordu.
Çünkü Osmanlı Devleti, sanayileşememiş, tarım ekonomisine uygun ve emperyalist devlet de
istediği gibi tüketen yani pazar bir ülke konumundaydı. 1923 yılında İzmir’de toplanan
sanayi, ticari ve tarım temsilcileri sorunlarını kongre üzerinde Ankara hükümetine ilettiler.
Hükümet en azından ekonomik olarak özel sermayenin yokluğunu biliyordu. Bu nedenle
devletçilik adı altında milli ekonomiyi benimsemiş, ekonomik faaliyetlerin devlet eliyle
yürütüleceği bir strateji benimsendi. Diğer taraftan 1927 yılına geldiğinde devlet sahip olduğu
ekonominin çeşitliliğini öğrenmek için Türkiye İstatistik Kurumu tarafından tarım ve sanayi
sayımını gerçekleştirdi. Envanter olarak ifade edilebilecek bu bilgilerden yola çıkarak devlet,
yapacağı yatırımlar için bir yol haritası imkânına kavuştu.
Diyarbakır’da da yapılan bu iki sayım neticesinde önemli bilgilere ulaştı. Diyarbakır
sahip olduğu fiziki ve beşeri şartlara göre tarım ve sanayi sayımına göre dağılım gösterdiğini
belirtmek gerekir. İklim koşullarına göre ilçeler bazında tarım çeşitliliği göze çarpmaktadır.
Bu iki sayım üzerinden yola çıkarak Diyarbakır için yapılabilecek en doğru bilgi tarımın
birçok alanı hâkimiyeti altına aldığıdır. Diğer illerde de durum beş aşağı beş yukarı aynı
olduğu gözlenmektedir. Sanayi sayımı doğrultusunda Diyarbakır’da öne çıkan bir diğer
sonuç, Ergani’de maden sanayinin geliştiği ayrıca tarım ekonomisine bağlı olarak dokuma
sanayisinin de yaygın olarak göze çarptığı görülmektedir.
Kaynakça